Değerli arkadaşlar;
Son zamanlarda zemin etütlerinde sismik kırılma yöntemi çokça kullanılaya başlandı. Bu iyi bir gelişme gibi görünse de acaba öyle mi?
Sismik kırılma yönteminde P ve S dalga hızlarına gereksinim vardır. Bu hızlar bulunarak zeminle ilgili paremetreler ampirik olarak bulunabilir. Peki ama S dalga hızı sıvılaşmaya müsait zeminde bu kadar kolay hesaplanabilir mi?
Bildiğiniz gibi S dalgası sıvılardan geçemez. Dolayısıyla bu tür ortamlardan ölçüm almak pek bir anlam ifade etmeyeceği gibi yanıltıcı da olacaktır. Sadece P dalgası ölçülebilir o da tek başına bir anlam ifade etmeyecektir.
Yine zemin etüt raporlarına baktığınızda genelde bir öncekinin kopyası olanraporlarla ve değerlerle karşılamanız hiç de zor olmaz. Bir sismik ölçünün 10-1 dakika arasında (2-3 kişiyle) yapıldığı göz önüne alındığında, aynı sismik kırılma çalışmasının 1-2 kişiyle hem de üç defada nasıl olup da 8-10 dk. arasnda bitirilebildiğini görebilmek, yapıldığı iddia edilen sismik kırılma çalışmasının ciddiyetine de gölge düşürmektedir.
Peki sismik kırılma çalışmasının mümkün olmadığı (yapılmasının değil sonuçlarının) yerlerde nasıl bir zemin etüt çalışması yapılacaktır?
Mikrotürümür yöntemiyle çok rahat bir şekilde zemin parametrelerine, hem de daha yaklaşık bir hesapla ulaşmak mümkündür. Sismik kırılma yapıldığı esnada çevre ve deneyi yapan kişiye bağı olarak farklı sonuçlar alınabilmesine rağmen, bu yöntem daha stabil olarak yapılabilmektedir.
Zemin hakim titreşim periyodu, yatak katsayısı, bulk modülü gibi değerler daha sağlığı olarak bulunabilmektedir.
Peki neden bu yöntem yaygın bir şekilde uygulanmıyor? Cevabı aslında çok basit. Bu yöntemi bilen Jeofizik Mühendislerimizin sayısı son derece az. Demek ki paradan önce eğitim almak bir kez daha şart oldunu burada da kanıtladı.
Yine AB uyum süreci içerisinde zemin etütlerini İnşaat ve Jeoloji mühendislerinin zemin etüdü yapması mümkün olmayacaktır. Çünkü numune alınırken UD tüplerine numune sıkışmış bir şekilde geliyor ve bu da önemli bir yanılmaya sebeiyet veriyor.
Haydi Jeofizik Mühendisleri yardımlarınızı bekliyoruz.
Not: Bu yazıyı yazmamdaki amaç önüme gelen bir zemin etüt raporundaki saçmalıkları gördüğümden dolayıdır. Önüme gelen raporda denize yalnızca 250m mesafede bir arazide yapıldığı söylenen bir sismik kırılma var. Ancak ne gariptir, zemin siltli kum (gevşek) olmasına rağmen sıvılaşmaya raslanılmamış, ölçü işlemi (3 adet) yalnızca 10 dk.da bitirilmiş, zemin taşıma gücü 1,1 olarak bulunmuş. Ne yazıkki hiç kimse bu sonuçlara itiraz etmemiş (Başta belediye olmak üzere). Bu ilk değil son da olmayacak.:mad: